GARD YENİDEN: GARD'IN 21. SAYISI KİTAPÇILARDA!
Gard Şiir Dergisi, 2 yıl süren uzun bir aranın ardından 21. sayısıyla selamlıyor okurlarını. Yeni yayın hayatında imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü Şakir Özüdoğru olurken derginin editörlüğünü A. Emre Cengiz üstleniyor. Tasarım ve sayfa sayısında herhangi bir değişikliğe gitmeyen derginin tasarımı, yine Şakir Özüdoğru’nun ellerinden çıkıyor. Bu sayının kapak görseli, 2016 yılında kaybettiğimiz ressam/akademisyen Mustafa Okan’a ait.
Bu sayıda:
Yakın zamanda aramızdan ayrılan Ülkü Tamer’i bir dizesiyle anarak açılıyor Gard’ın yaprakları.
Anita Sezgener, 2017 yılında Nod Yayınlarıtarafından kitaplaştırılan Tikkun Olam’ın ardından, yeni şiiriyle ilk kez Gard’da yer alıyor. Sezgener; postpartum sürecin imgelemine izdüşümlerini çarpıcı bir dille çağırıyor şiire. Komşu gürültülerinden dışsal ve içsel bir sessizliğin izini sürüyor: “içe işleme ağır ağır olur. kızım hadi biraz daha. sizi artık düşünmüyorum.”
Arif Erguvan, dönüşen-değişen renkler, sesler ve uzuvlardan kurduğu anlatıya davet ediyor okuru. Bir evin bahçesinden başlayıp gökyüzüne açılan bir dünya bu:“çünkü parmaklarım benim uzamak istiyor.”
İlk şiir kitabı Sıfır Nöbeti 2017 yılında yayımlanan Elif Karık, uzay-zamanda duvarları kaynayan, dağılan ama yitip gitmeyen bir odanın ikonik haritasını çıkarıyor: “oda uzaya dahil henüz.”
A. Emre Cengiz, savaş ve utanç dolu bir insanlık tarihinin tabiatla olan tezatlığına dikkat çekiyor. Kapsüllerle başka gezegen ve galaksilere göç hayali, sürekli konuşan, kara sözcüklere dolu bir ağzın susturulmasıyla mümkün görünüyor: “seslerle büyüyen prompter’ı parçala.”
Sise ve soğuğa boğulan distopik bir uzamdan sesleniyor bizlere Emre Varışlı. Medeniyetin ve gündelik yaşam pratiklerimize fazlasıyla sirayet eden kapitalizmin eleştirisi eşliğinde bir dans ritmi tutturuyor: “cevizi kopar yere düşür / ağzınla al yere at.”
Gard bu sayıda, şiirleri daha önce matbu herhangi bir dergide yayımlanmamış olan Nalan Kurunç’u konuk ediyor sayfalarına. Kurunç, Hades için ava çıkanlarla büyüyen, avla avcının birbirine karıştığı bir ölüm diyarı tasvir ediyor: “Ne kadar sağırsan / Akasya taşırsın boğazında.”
Yarattığı cehennemden kendini yeryüzüne sürgün eden şeytanına sesleniyor Şakir Özüdoğru. Artık bir kapısı olmayan, duvarları işkence aletleriyle bezeli bir zindan, alenen kendini inşa ederken, farklı şeytanlardan dinlediği hikâyelerle genişliyor, ‘lirik özne’yi çepeçevre sarıp gündelik yaşantıyı da içine alıyor bu dehşetengiz topoğrafya: “ama o cehennem hâlâ cehennem.”
Emel İrtem, faşist darbenin öldürdüğü mucizeyi bir telefon konuşmasıyla izdüşürüyor Gard’ın sayfalarına. Faşizme karşı açan sardunyalar, evlere sinen ölüm kokusu ve acı bir yargı: “alemler ölür dünya düzelir.”
Daha önce de Gard’ın sayfalarına konuk olan Özgür Balaban; tavşanla karganın hikâyesini, kendi yaratı evreninde bozumlayarak sunuyor okura: “biz buna tıpkı gezegen diliyoruz.”
Gard’ın bu sayısında yer alan bir diğer ilk şiir, Zeynep Aygül’e ait. Daha önce çevirileriyle Gard’da yer alan Aygül, bu kez ilk şiiriyle selamlıyor okuru. Hisler ve duyularla ördüğü dizeler, genişleyip daralıyor ve yeniden genişliyor: “sonra birden bitti ya da dindi / mesafeyle meselem / benim.”
“Onulmaz çağ”ın içinden, sosyal hayata uyumu reddeden bir özne olarak; bizi hapseden kentlerin derinliklerinden, insanlığın dramını imliyor ve endişeyle bildiriyor Semih Yıldız: “mağarada kabarmış postum şimdi ışıklı bir mağazada.”
Müslüm Çizmeci; rakamları, kendilerinden çok daha farklı anlamlarda göstergelere dönüştüren ikiyüzlülüğü, yaşamın bitmek bilmez sancılarını esnaf eşrafıyla muhabbet edasında bütünleştiriyor şiirinde: “rakamlar sinirimi bozuyor osman abi.”
Bu sayının arka kapağında küçük İskender, büyüyen bir gölgenin içinde ararken kaybettiği şeyi, rüyadan sarsılarak uyandırılmış birinin şaşkınlığıyla baş başa bırakıyor okuru: “Düşüp tuzla buz oldu bir kemik aniden.”
Bu sayıda, l-a-n-g-u-a-g-eşiir akımı içinde yer alan Amerikan şair Rae Armentrout’un “Cayma” adlı
şiiri, A. Emre Cengiz çevirisiyle okur karşısına çıkıyor. Jeffery Beam’in “Kraliçe” isimli şiiri, Şakir Özüdoğru çevirisiyle; Meg Johnson’ın “Sasha Grey ve Megan Fox” isimli şiiri ise A. Emre Cengiz çevirisiyle dilimize kazandırıldı.
Gard, iyi okumalar diler.
ANKARA: İmge Kitabevi, Dost Kitabevi, A Şiir Evi;
ESKİŞEHİR: Adımlar Kitabevi;
İSTANBUL: Mephisto (Beyoğlu), Mephisto (Kadıköy);
İZMİR: Yakın Kitabevi, Yerdeniz Kitapçısı.
Gard'ın 19. Sayısı Kitapçılarda!
100. doğum günü kutlanan şair “ansızın açmalar” diyor, “çıkmalar bu kapanmalardan”. Kışın örtüsünü yırtan ilkbahar, yazı seriyor önümüzdeki birkaç aya. Biz de açılarak ilerliyoruz baharın yolundan şairin tembihlediği gibi. Bu sayıda şiirleriyle açanlar;
Bilal Kolbüken, Onur Sakarya, Arif Erguvan, Ezgi Şimşek, Ensar Çimen, Yakup Kuyucu, Uğur Celep, Oğulcan Kütük, Begüm Şahan, Kağan Uzuner, Bilal Acarözmen ve Haydar Ergülen.
Çeviri Şiirlerde,
Jason Zuzga, Ndue Ukaj, Dimitri Sergeyeviç Merejkovski, Barbara Yurtdaş.
Bu sayının çevirmenleri,
Şakir Özüdoğru, Ümit Şener Ta, Damla Öztürk ve Hüseyin Yurtdaş.
Kapak ve iç sayfa çizerimiz ise,
İrfan Dönmez.
Gard iyi okumalar diler.
*
Gard’ı aşağıdaki noktalardan edinebilirsiniz:
ANKARA: İmge Kitabevi;
ANTALYA: Kaleiçi Sahaf;
ÇANAKKALE: Kedi Kulağı Kitabevi
DENİZLİ: Hece Kitabevi;
ESKİŞEHİR: Adımlar Kitabevi;
GAZİANTEP: Don Kişot Kitabevi;
İSTANBUL: Mephisto (Beyoğlu), Mephisto (Kadıköy), 6.45 Dükkan (Kadıköy);
İZMİR: Yakın Kitabevi;
MERSİN: Sokak Kitap Kahve Evi (Merkez);
KAYSERİ: Akabe Kitabevi (Merkez);
SİVAS: Özgün Sahaf (Merkez).
Gard'ın 18. Sayısı Kitapçılarda!
100. doğum günü kutlanan şair “ansızın açmalar” diyor, “çıkmalar bu kapanmalardan”. Kışın örtüsünü yırtan ilkbahar, yazı seriyor önümüzdeki birkaç aya. Biz de açılarak ilerliyoruz baharın yolundan şairin tembihlediği gibi. Bu sayıda şiirleriyle açanlar;
Bilal Kolbüken, Onur Sakarya, Arif Erguvan, Ezgi Şimşek, Ensar Çimen, Yakup Kuyucu, Uğur Celep, Oğulcan Kütük, Begüm Şahan, Kağan Uzuner, Bilal Acarözmen ve Haydar Ergülen.
Çeviri Şiirlerde,
Jason Zuzga, Ndue Ukaj, Dimitri Sergeyeviç Merejkovski, Barbara Yurtdaş.
Bu sayının çevirmenleri,
Şakir Özüdoğru, Ümit Şener Ta, Damla Öztürk ve Hüseyin Yurtdaş.
Kapak ve iç sayfa çizerimiz ise,
İrfan Dönmez.
Gard iyi okumalar diler.
*
Gard’ı aşağıdaki noktalardan edinebilirsiniz:
ANKARA: İmge Kitabevi;
ANTALYA: Kaleiçi Sahaf;
ÇANAKKALE: Kedi Kulağı Kitabevi
DENİZLİ: Hece Kitabevi;
ESKİŞEHİR: Adımlar Kitabevi;
GAZİANTEP: Don Kişot Kitabevi;
İSTANBUL: Mephisto (Beyoğlu), Mephisto (Kadıköy), 6.45 Dükkan (Kadıköy);
İZMİR: Yakın Kitabevi;
MERSİN: Sokak Kitap Kahve Evi (Merkez);
KAYSERİ: Akabe Kitabevi (Merkez);
SİVAS: Özgün Sahaf (Merkez).
Gard Şiir Dergisi’nin 17. Sayısı Kitapçılarda!
İkinci Dünya Savaşı’nın başlarında Henry Miller, Marqusi’nin Devi isimli eserinde şöyle demişti: “İnsanlık tarihindeki en düşük noktalardan birindeyiz. Ufukta herhangi bir umut işareti görünmüyor. Dünyanın tamamı kıyımla, kan dökmekle meşgul.” Galiba dönüp dolaşıp Miller’ın tanımladığı “insanlığın en düşük noktasına” yeniden ve yeniden geliyoruz. Yazarın doğayla bütünleşen insanların ve onların hakikatine kendini teslim ederek çizebildiği ışığa giden yol bizim için şu an epey uzakta görünüyor. Her şeye karşın bu ışıkta şiir mayası olduğuna inanıyoruz.
Gard’ın bu sayısında,
Emre Varışlı, erenokur, Ömür Özçetin, Ensar Çimen, Ezgi Şimşek, Efe Tuşder, Onur Selamet, Eren İmre, Serhat Sarı, Ekin Metin Sozüpek, Umut Durmuşoğlu, Bengü Özsoy okuru selamlıyor.
Çeviri şiirlerde,
Chip Livingston, Meg Johnson, John Burnside ve Jane Wong var. Bu sayının çevirileri Onur Çalı, A. Emre Cengiz, Aydın Meriç ve Şakir Özüdoğru tarafından yapıldı.
Gard iyi okumalar diler.
*
Gard’ı aşağıdaki noktalardan edinebilirsiniz:
ANKARA: İmge Kitabevi;
ANTALYA: Öykü Sahaf;
ÇANAKKALE: Kedi Kulağı Kitabevi
DENİZLİ: Hece Kitabevi;
ESKİŞEHİR: Adımlar Kitabevi;
GAZİANTEP: Don Kişot Kitabevi;
İSTANBUL: Mephisto (Beyoğlu), Mephisto (Kadıköy), 6.45 Dükkan (Kadıköy);
İZMİR: Yakın Kitabevi;
MERSİN: Sokak Kitap Kahve Evi (Merkez);
KAYSERİ: Akabe Kitabevi (Merkez);
SİVAS: Özgün Sahaf (Merkez).
Gard 16, KİTAPÇILARDA!
Uyusak yitip gidenlere mi yoksa hayatta kalanlara mı ihanet ettiğimizin ayrıtına varamayacak hale geldik. Bu ikilemde bir an uykuya yenik düştüğümüzde ise Zafer Ekin Karabay’ın şu sorusu ile irkiliyoruz: “hangi gerçek için bölmeliyim uykumu?”
Alacakaranlık kuşağında şiire sığınıyoruz.
Bu sayıda,
Ali Hikmet Eren, insanın kendi olan alanında simgesel ile mücadeleye girişiyor ve “yerçekimsiz oda”sından sesleniyor: bir kampanyadan mı çıkmıştım yoksa şampanya kadehindeki / makul şüphe miydim
Ertan Yılmaz, bütün vahşetin ortasından iki kişi arasındaki özel ilişkinin izini sürüyor, affetmeyerek: seni seviyorum, tarihi geçmeyen tek duygu / bu olsa gerek
Sinan Özdemir, her tekrarın bir yeninin doğuşu ve her yenin de üzüntülü bir sabiti olduğunu söylüyor: Kendime inandım iyi ki
İrsi bir hüznü pay ediyor Ali Akan aile bireyleri arasında: hüznü taşımak için kardeşimin bedenine / ben tırmandım
Zeyno Ceren kara bir kirazın böğründen fışkıran bir anlatı ile selamlıyor okuru: Takvimler bir miladı göstermiyor... / Oysa kara kiraz yılıydı, nehir!
Kamyon’un şairi Onur Sakarya, kalçasıyla pavyon yıkan hepimizin Şekibe ablasını anlatıyor: Sen hiç ön camı Mars’a bakan bir Şahin’e bindin mi?
Emre Polat bir dilden bir diğerine çevirilerle ördüğü şiirinde Poe’nun ruhunu çağırıyor: negatif kan grupları bırakacağız arkamızda / muhteşem bir cinayet ve korkunç bir dava
Semih Yıldız’ın üslubu oturmaya başlıyor; bununla beraber diline doladığı konunun etrafını iyice kuşatıyor artık ve diyor ki: savaş sürüyor ve güneş kremleri indirimde
Taklit eden taklit edilenin de altını oyar ve taklit eden ve taklit edilen arasındaki güç ilişkisi tersine dönüşüverir bir gün. Elif Karık da diyor ki: Sana benzemek için yaptığım / Tüm taklit figürlerini / Daha iyi sunar oldum / Belli ki / Bir gün / Bu yüzden saydam oldum
Gard kervanına yeni katılan Erdal Erdem olabildiğine içten soruyor okura: Bir uzvu okşarken içinden cin çıkar mı?
Gard’a ilk kez merhaba diyenlerden biri de Uğur Yanıkel, şöyle diyor: bu çocukta bir iş var. ütülü ölmezdi gömleği üstünde.
Adem Göktaş yine bizimle, acının çıplaklığıyla yoğrulan tüm kadınlara sesleniyor: direnemediğim ezgiler dikiyorum tenime
Çeviri şiirlerde,
2007 yılında düzenlenen 9. Çin Edebiyatı Bienali’nde Şiir dalında ödüle layık görülen Natalia Chan bir şehrin yaşlanmasıyla şehrin sakinlerine de sirayet eden yaşlılıktan dem vuruyor: Şehir yaşlanmaya başlandığında / Ne kadar süre daha genç kalabiliriz ki? Erkut Tokman’ın çevirisiyle.
Singapur’un önde gelen genç şairlerinden olan ve açık gay kimliği ile öne çıkan Cyril Wong, bir otel odasının yalnızlığını büyütüyor: bir başka yabancı da yanımda uyuyor ve uyuyor. Alper Yahyagil çevirisi ile.
Tel Aviv doğumlu, Cape Town Üniversitesi’nde İbranice dersleri veren Azila Talit Reisenberger kadın bedeni ve giyim arasındaki ilişkiye odaklanıyor iki şiiriyle: Sakladıktan yıllar sonra / buldum kısa pantolonumu / hemen sağ köşesinde çekmecenin. / Gün yüzüne çıkardım onu / ve gülümsedim. Şakir Özüdoğru çevirisi ile.
Birçok ödül sahibi Rumen kökenli Sırp şair Vasko Popa muhteşem alegorisi “gül hırsızları” ile selamlıyor okuru: Gül ağacı olur birileri / Birileri kızları rüzgarın / Birileri gül hırsızları. Şakir Özüdoğru çevirisi ile.
Gard iyi okumalar diler.
*
Gard’ı aşağıdaki noktalardan edinebilirsiniz:
ANKARA: İmge Kitabevi;
ANTALYA: Öykü Sahaf;
ÇANAKKALE: Kedi Kulağı Kitabevi
DENİZLİ: Hece Kitabevi;
ESKİŞEHİR: Adımlar Kitabevi;
GAZİANTEP: Don Kişot Kitabevi;
İSTANBUL: Mephisto (Beyoğlu), Mephisto (Kadıköy), 6.45 Dükkan (Kadıköy);
İZMİR: Yakın Kitabevi;
MERSİN: Sokak Kitap Kahve Evi (Merkez);
KAYSERİ: Akabe Kitabevi (Merkez);
SİVAS: Özgün Sahaf (Merkez).